SULH HALİNDE AVUKATLIK ÜCRETİ
Sulh halinde avukatın ücret alacağının doğup doğamayacağı ve doğacak ise nasıl hesaplanacağının tespiti tahtında müracaat edilen Av.K. m.165’e göre sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılacakları düzenlemesi yer almaktadır.
Doktrinde avukatın emeğinin karşılığını almasını garantilemek düşüncesi ile ona hapis hakkı tanındığı gibi, ücret alacağı da rüçhanlı sayıldığından hareketle Av.K.’nın 165. maddesi de bu kanun sistematiği içinde değerlendirilmesi gerektiği öne sürülmekte ve ayrıca madde metninde sadece “işler” ifadesini kullanılmış olduğuna yani dava veya icra vs. gibi bir ayırım yapılmamış olduğuna dikkat çekilerek işler ifadesini geniş yorumlamak gerektiği öne sürülmektedir.
Bu noktada dikkat çekilen bir diğer husus ise sulhün müvekkil asil ile ve/veya avukatla karşı yan arasında yapılmış olmasının sorumluluğu etkilemeyeceği yani sulh bizzat avukatın girişimi ile ve müvekkili adına attığı imza sonucu olsa bile müvekkil ile hasmın müteselsil sorumluluğu devam edeceğine ilişkindir. Bir başka ifadeyle Yasa koyucu sadece avukatını atlatmaya çalışan iş sahiplerine yönelik bir düzenleme getirmemiştir.( Sözgelimi bakınız 4. HD., 30.01.1969, 2187/904: )
Öyle ise sulhün avukattan gizli yapılmasının veya onun bilgisi ve hatta katkısı ile yapılmasının hatta mahkeme içi veya mahkeme dışı olmasının müteselsil sorumluluk bakımından farkı yoktur.
Hesaplamanın nasıl yapılacağı hususunda yerleşik görüş:
Sulh olunan miktar belli değilse; mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanmalıdır. 164/4 maddesinde, "Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete dair hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır." düzenlemesi gereğince davacı avukata vekalet ücreti takdiri gerekir. (Söz gelimi bakınız T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2015/30673 K. 2017/12762 T. 19.12.2017)