Bağımlılık unsurunun basit anlatımı-1
Yazar: Av. Mehmet TOPRAK
avukat@mehmettoprak.com
Tel. (212) 527 87 60
Fax. (212) 527 87 60
Gsm (532) 494 03 66
----------------------------------------------
Hukuk kavramının çok sayıda tanımı var. Bence hukuk, haklar demek.
Başkası üzerindeki hakkım ondan alacağım, başkasının benim üzerimdeki hakkı ise benim borcumdur.
Başkasına olan borcum karşılıklı verilmiş sözlerden kaynaklanabilir.
Benim anlaştığım kişiden alacağımı almamın karşılığında bir borcum doğabilir. Bu tür anlaşmalarda her iki tarafında karşılıklı borçları ve hakları vardır.
Sözgelimi bir ev aldığım zaman, evi satan kişiden, tapuyu devir almak istiyorsam, karşılığında bir miktar para vermeliyim.
İşte satıcının evin tapusunu bana devir etme borcu karşılığında, benim de tapuyu satıcıdan devir almak alacağım doğdu.
Bu anlaşmada her ikimiz de eşit durumdayız.
Satıcının bana bir üstünlüğü yok. Evi beğenirsem alırım, beğenmezsem almam. Evi aldıktan sonra ister otururum, istersem kiraya veririm. Ya da boş bırakırım. Satıcı evi aldıktan sonra benim nasıl davranacağıma karışamaz. Evde oturuyor isem nasıl eşyalar alacağıma, kiracı isem kime kiraya verip kime kiraya vermeyeceğime ben karar veririm. Aynı şekilde ben de sırf para veriyorum diye satıcıya benden aldığı parayı nasıl kullanacağını söyleyemem. Parayı ister harcar ister bir yere saklar.
Yahut bir müteaahhit ile bana ait arsa üzerinde inşaat yapması için anlaştığımı varsayalım. Müteahhit evimi anlaştığımız gibi yapıp bitirmek borcu altına girer. Ben de ona ya bir miktar para yahut biten binadan bir kaç daire vereceğim. Müteahhit bana iş görmek borcu altına girdi. Ben de karşılığında ona para veya mal vererek hizmetinin karşılığını ödemek borcu altına girdim.
Müteahhit işi temiz ve zamanında bitirdiği sürece, benim sırf para veriyorum diye, müteahhide karışmaya hakkım yok. Müteahhit hangi saatler arasında çalışacağını, nasıl giyineceğini, ne zaman yemek yiyip ne zaman tatile çıkacağını, işi kime, ne zaman nasıl yaptıracağını kendi belirler.
Müteahhit te ben de eşit kimseleriz. Kimsenin kimse üzerinde bir üstünlüğü yok. Müteaahhit işini bağımsız olarak görür.
Ben arsamı bir müteaahide vermek yerine, kendim işe alıp çalıştırdığım işçilere yaptırsaydım, durum çok farklı olurdu.
-İşçinin, ne zaman işe gelip, saat kaçta işyerinden ayrılacağına ben karar verirdim.
-Günde kaç saat çalışılacağını, hangi saatler arasında işin hangi kısmının yapılacağını, ben belirlerdim.
-İşçi, öğle yemeğinde benim belirlediğim yemekleri yemek zorunda kalır, benim istemediğim kıyafetleri giyemezdi.
-Eğer ben öyle istiyorsam, diğer kişilere benim belirlediğim şekilde davranmak, bey - bayan diye seslenmek zorunda kalırdı.
-İnşaatın hangi teknikle ve hangi aletler kullanarak yapılacağı benden sorulurdu.
İşçinin hangi günler izin kullanacağı, senelik izne gidip gidemeyeceği dahi benim isteğime kalmış bir durum olurdu.
İş sırasında uzun telefon görüşmeleri yapması, sık sık hastalanması ya da işe geç gelmesi halinde de işçinin bana savunmasını vermesi gerekirdi.
Yapılan iş aynı olduğu halde, işi yapan kişi müteaahit değil de bir işçi olduğunda, iş sahibinin yani işverenin işi görene yani işçiye karışmak hakkına, bağımlılık (tabiiyet ) adı verilir.
Müteahhit işni bağımsız olarak görür. Oysa işçi işini görürken işverene tabi yani bağımlıdır.
-İşçi işin yürütüm biçimi yani teknik yönden işverene bağımlıdır. Çünkü işin yürütüm biçimini işveren belirler.
-İşçi işyerinde uyulacak disiplin ve davranış kuralları yani hukuki yönden işverene bağımlıdır.
-İşçi, süreklilik ve düzenlilik taşıyan ücret yani ekonomik yönden de işverene bağımlıdır.
Özetle işçi, teknik - ekonomik- hukuki yönlerden işverene bağımlıdır.
Müteahhit işini bağımsız şekilde görür. Oysa işçi işini yaparken, ücret ödeyen iş sahibine teknik, hukuki ve ekonomik yönden bağımlı durumdadır.
İş sözleşmesi, konusu iş görmek ( hizmet) olan diğer sözleşmelerden bağımlılık ( tabiiyet) adı verilen bu özelliği ile ayrılır.
Müteahhit ile iş sahibi arasındaki ilişkide olduğu gibi iş görme sözleşmelerinde bir iş karşılığı para ödenmesi söz konusudur. Yani sözleşmenin iki tarafı ve iki iş ve ücret şeklinde iki unsuru vardır.
İş sözleşmesinde ise bağımlılık, sözleşmenin iş ve ücret unsurları yanında, adeta sözleşmenin üçüncü bir unsuru olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle, tabiiyet unsurunun, iş sözleşmesini, diğer işgörme (HİZMET) sözleşmelerinden ayırt edici unsuru olduğu söylenir.