Alt İşveren


Yazar: Av. Mehmet TOPRAK
avukat@mehmettoprak.com
Tel.  (212) 527 87 60
Fax. (212) 527 87 60
Gsm (532) 494 03 66
----------------------------------------------


Taşeron adı ile anılan çalışma düzeni. 



Taşeronluk kavramı,  fason olarak görülen işleri de içeren geniş bir kavramdır. 

İş Kanunu  sadece bir işyerinde sürekli olarak taşeron işçisi çalıştırılmasını, "alt işveren asıl işveren ilişkisi" adı altında ele alır. 

Taşeron işçisinin sürekli olarak çalıştırıldığı, işin görüldüğü işyerinin işletmecisine, asıl işveren adı verilir.

Asıl işverenden aldığı işi bu işyerinde sürekli olarak çalışan işçilerine gördüren taşeronlara ise, alt işveren adı verilir. 

İş Kanunu ile bir işyerinde sürekli olarak taşeron işçisi çalıştırılması zorlaştırıldı.

İş Kanunu uyarınca, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında, işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine yönelik asıl işlerde sürekli olarak taşeron işçisi çalıştırılması, mümkün değildir.

Bir hastane işletmesini ele alalım. Bu hastanede yürütülen mal ve hizmet üretimi işini,  "doktor, hemşire, hastabakıcı, hostes gibi" hastane işletmesinin kendi çalışanları görür. Bu hastane işletmesinde sayılan bu asıl işler için dışarıdan hizmet alımı sureti ile taşeron işçisi çalıştırılması mümkün değildir. 

Ancak hastanede yeni kurulan kanser tedavi biriminde kullanılacak bir cihazın sürekli arıza vermesi nedeni ile cihazın satın alındığı taşeron firma personelinin sürekli olarak hastanede çalıştırılması mümkündür.

Uzmanlık gerektiren işler dışında, asıl işin görülmesi için sürekli olarak taşeron işçisinin hastane işletmesinde istihdam edilmesi, söz konusu değildir. 

Hastane işletmesi, işyerinde sürekli olarak çalışan taşeron işçilerine, sadece asıl işlerin görülmesine yardımcı temizlik, güvenlik, yemek, kantin gibi işleri gördürebilir.





Uygulamada çok sayıda firmanın:


a.) İşçileri bir taşeron firma işçisi gibi gösterip asıl işlerde çalıştırmak;
b.) Önceden firma çalışanı olan bir yöneticiye vergi kaydı açtırıp onunla taşeron ilişkisi kurmak;
c.) Kadrolu personelini işten çıkmış gibi gösterip taşeron firmada çalışıyor gibi göstermek;
d.) İşyerinin her bir departmanını ayrı bir taşeron firmaya işlettirmek;
gibi yollarla, işçilerin haklarını kısıtlamaya çalıştıklarını görüyoruz. 



Personel verimliliğini artırma yerine işçilerin haklarını nasıl kısıtlarız konusuna saplanıp kalan bu tür işletmelerin büyüyemediği ve sonunda iflas bayrağını açtıkları bir gerçek.



Üstelik İş Kanunu'nda, bu tür yollara sapılarak işçilerin haklarının kısıtlanmaya çalışılmasının, "muvazaa" olarak kabul edileceği açıkça belirtilmiştir.

İş Kanunu uyarınca, muvazaalı şekilde taşeron yanında çalışıyor gibi gösterildiği anlaşılan taşeron işçisi, başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılır. Bunun sonucu olarak işçi, o işyerinde kadrolu işçilerin yararlandığı haklardan yararlanmak olanağına kavuşur. Sözgelimi o işyerinde bir toplu iş sözleşmesi var ise işçi o toplu iş sözleşmesindeki tüm haklardan yararlanmak olanağına kavuşur.



Önceki yıllarda taşeronların, türlü bahanelerle taşeron işçilerinin ücret ve diğer özlük haklarını vermeyerek ortadan kaybolduğu görülmekteydi. İş Kanunu ile bu sorunun aşılması için özel bir düzenleme getirildi. 

Kanun uyarınca  asıl işverenler, alt işverenin işçilerinin ödenmeyen ücret, fazla mesai , bayram ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti vb. ücret ve özlük haklarından, alt işveren ile birlikte sorumludurlar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

YOKLUK VE BUTLAN NEDİR ? MUTLAK VE NİSBİ BUTLAN ARASINDA NE FARK VARDIR ?

Nisbi hak ne demektir?

Cebrî icra ne demektir?

Defter tutmak zorunda olmayanlar (VERGİ USUL KANUNU Madde 173)

GAİPLİK

Tapu senedimi kaybettim. Evimi elimden alabilirler mi?

Ayırt Etme Gücü - Temyiz Kudreti - Mümeyyiz Olmak

AHDE VEFA NEDİR?

ALİUD NEDİR?

İşçinin rakip firmada